Gafur veya Mazlum Tanıdığımız Yadigar Ejder Abimiz Hakkında Bilmeniz Gereken 8 Gerçek


O, çok tanınan fakat gerçekte kendisine dair çok az şey bildiğimiz bir karakter oyuncusu.

Gerçek ismi, hangi yılda doğduğu ve özellikle nasıl vefat ettiğine ilişkin yazılan, çizilen, söylenen pek çok şey birbiriyle çelişiyor, rivayet muhtelif.

Yaşam öyküsüne biraz olsun ışık tutmak ve doğumunun 65. yılında kendisini anmak istedik…

1. Gerçek Adı: Adnan Ayberk


1951 yılında Sivas’ta dünyaya geldi. İki kız, iki erkek 4 çocuğunun en büyüğü.

İlkokul 3. sınıfa başladığı ilk günler okuldan kaçtı ve bir daha gitmedi…

2. Jönün aşması gereken son engel

1967 yılında İstanbul’a geldi ve 1968’de ilk filminde oynadı. Özellikle ‘Kemal Sunal’ filmlerinin vazgeçilmeziydi.

200’ü aşkın filmde yardımcı rollerde yer aldı.

Bazılarında ismi afişlere yazıldı, bazılarında yazılmadı.

O kahramanın gözümüzde büyümesi için dövülmesi gereken adamdı…


Ama heybetli bedeniyle Türk sinemasının binlerce karesinde yer aldı.

Özellikle Şark Bülbülü isimli filmde oynadığı Mazlum karakteriyle hatırlanır.

3. Hiçbir zaman evi olmadı


İstanbul’a geldiği yıldan itibaren hep otellerde kaldı.

Ekşi Sözlük’ten
İllüstrasyon: Hakan Arslan

4. “Birçok kimse onun durumuna düşmedi, çünkü kimse sinemayı onun kadar sevmedi”


“Bir gün set bitmiş, gece 1–2 gibi eve dönüyordum, sokakta karşılaştım Yadigâr’la. ‘Otelden çıkardılar’ dedi. Borcunu ödeyemediği için atmışlar garibimi…

Avanos Sokak’ta Uğur Film’in deposu vardı. Işıkları, ekipmanları oradan alır, oraya bırakırdık her gün. Oraya götürdüm, yatacak bir yer ayarladım. Sonra 1 aya yakın ışık deposunda yattı.

Birçok kimse onun durumuna düşmedi, çünkü kimse sinemayı onun kadar sevmedi. Yine de arada söylenirdi. İsyan ederdi. Sokağın dengesinin bozulduğu malum yıllarda, işler de bozuldu.”

Kaya Sandık | Işık Şefi

5. 1 Mayıs’ta meydanlarda bir Yeşilçam emekçisi

6. Taksim Gezi Parkı’nda donarak ölmedi…

Süheyl Eğriboz anlatıyor:

“Bu adam içki içmez. Bir yere gidiyor, açılışa gidiyor, limonatasının içine votka koyuyorlar.

Bir daha, bir daha, bir daha… Gırgır geçecekler ya! Biraz da Allah rahmet eylesin çocuk zekâlıydı. Limonata yerine içiyor. Galatasaray kulübünün karşısında bir otel vardı. Ufacık bir otel. Tuvaleti alaturka. Otele gidiyor, 100 numaraya gidiyor, içkili de zaten. Oturuyor, kalkarken ayağı kayıyor, kafasını karşıdaki duvara vuruyor. Bu işte ölüm sebebi; beyin kanaması…”

7. Öldüğünde 40 yaşında


“Bir Yadigar Ejder Kitabı”nın yazarı Erhan Tuncer ise araştırmaları sonucu edindiği bilgileri şöyle aktarıyor:

“Yadigâr Ejder’in Taksim Parkı’nda donarak öldüğü haberi gerçeği yansıtmıyor. Yadigâr aslında 4 Mart 1991’de yemek yemek için girdiği bir lokantanın tuvaletinde beyin kanaması geçiriyor ve orada vefat ediyor. Cenazesini lokantanın önüne çıkarıyorlar. Onu orada gören insanlar da sokakta öldüğünü sanıyor. Bu kulaktan kulağa ‘Parkta donarak öldü’ oluyor. Çünkü işsiz kaldığı dönemlerde gününü o parkta geçiriyor. Aslında öldüğü dönem ambargoyu kırıp iş bulmaya başladığı bir dönem. Öldüğünde 40 yaşında. Çok genç ama ileri düzeyde şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu var.”

8. Mezarı Cemal Süreya’ya komşu


Yadigar Ejder 4 Mart 1991 yılında, bundan 25 yıl önce hayata veda etti. Kimsesizler mezarlığında yattığına ilişkin yaygın fakat yanlış bilgiye son vererek finali yapalım.

Beyoğlu Kulaksız Mezarlığı’nda yatıyor ve Cemal Süreya ile komşu…

İyi ki doğdun Yadigar Ejder!

 

Daha detaylı okumalar için: 

Exit mobile version