Size de bir yerlerden kan kokusu geliyor mu? Şarabın rengine ilham olmuş o metalik kokunun, damarlarınızdaki akışını hissediyor musunuz? Peki ya boynunuzdaki o bir çift delik de neyin nesi? Bir vampir ısırığı mı? Ne o, güneş ışığına çıkamıyor musunuz? Ah vampir hayatı… Tüm ölümlüler bu lanetin size bahşettiği hayatı fazlasıyla kolay ve zevk-i sefa içerisinde geçirdiğinizi falan sanar ama aslında son derece zor ve yalnızdır, öyle değil mi?
Evet, şaşırtıcı ama bu seferki haberimiz vampirlerin diyarından kopup geliyor. Kan emici tuhaf yaratıkların dünyasından bir posta yarasası geldi! Vampirler üzerine yazılmış kitaplara ne kadar aşinasınız? Ne kadarınız bu vampir temalı kurgulardan hoşlanıyor? Twilight gibi büyük kitlelerce sevilmesine rağmen daha büyük kitlelerce de hor görülen vıcık vıcık aşk ve düşük kalitede hikaye örgüsü kokan kitaplardan bahsetmiyoruz elbette, bizim bahsettiğimiz vampir konusunu ele almış kısım biraz daha üst kademeden geliyor. Parıldayan Tinkerbell Edward yerine vampir geçmişinde daha köklü bir yere sahip olan Lestat desek mesela, ne dersiniz?
Lestat dediğimizde olayı kapmış olacaksınızdır diye düşünüyorum, zira haberimiz Anne Rice‘ın taze taze yayımladığı bir yazı hakkında. Anne Rice okuyan ve büyük ölçüde bağımlısı olan birçok insan tanıdım ve bu haberin en çok onları sevindireceğinden hiç şüphem yok doğrusu. Eğer siz de bir Rice hayranıysanız ve Interview with the Vampire tarzındaki kitaplardan hoşlanıyorsanız, muhtemelen söyleyeceklerimden siz de büyük bir keyif alacaksınız. O halde hazır olun ve sevinçten kendinizi kaybedip güneşe çıkmamaya çalışın: Vampire Chronicles serisi, televizyon dizisi oluyor!
Anne Rice’ın daha sıcağı sıcağına Facebook’ta yayımladığı bu gelişmeyi dilerseniz sizinle uzun uzadıya paylaşalım, dileyen dilediği yorumu getirsin bunun üstüne:
Kitapların tiyatral hakları bir kez daha bende artık, hiç şüphesiz! Daha mutlu olamazdım doğrusu! Oldukça yüksek kalitedeki bir televizyon dizisi; Lestat, Louis, Armand, Marius ve bütün ekip için kurduğum bir hayal. Televizyonun bu altın çağında, böyle bir dizi vampirler hakkındaki tüm hikayeyi anlatmanın en harika yolu.
Oğlum Christopher Rice ile ben, Lestat’in hikayesini kitaplarda olduğu gibi anlatan ve okuyucuların görmeyi beklediği bir sürü duruma sadık kalarak, hem senaryoyu hem de açık uçlu seri için bir taslağın detaylarını yazıyor olacağız. “Vampir Lestat” ile başlayıp, olaya buradan devam etmeyi düşünüyoruz.
Yapımcılarla nihayet topluca oturup konuştuğumuz vakit, Christopher ile bu projenin başında olması gereken sorumlu kişiyle ilgili nihai bir karara varacağız. Tabii ben de bu sırada yapımcılar arasında olacağım tüm süreç boyunca.
Yeniden belirtiyorum, bunu sizlere duyurmanın benim için ne kadar mutluluk verici bir şey olduğunu tahmin edemezsiniz.
Çoğunuzun bildiği gibi Universal Stüdyoları ve Imagine Entertainment şirketi serinin sinemalarda gösterilmesi için düzenlemeler yaptı ve bu planla bağlantısı bulunan birçok harika insanla çalışmaktan dolayı zevk duysak da ne yazık ki işler pek de iyi gitmedi. Bu daha çok, vampirlerin televizyona ait olmasıyla alakalı.
Yıllar boyunca hep bana, bu malzemenin Game of Thrones-vari bir karışımını görmeyi ne kadar çok arzuladığınızı söylediniz; ve de bu serinin benim kontrolüm altında olmasını istediğinizi dile getirdiniz. Eh, sizi gördüm, duydum. Sizi her zaman duyuyor ve görüyordum zaten. Sizin istediğiniz şey, benim istediğim şeydir.
Siz okuyucular, bu kitapların herhangi bir film uyarlaması olmadan önce başarıya ulaşmasındaki yegane sebepsiniz ve ben bu gerçeği asla unutmayacağım.
Anne Rice’ın Vampir Günlükleri serisinin on ikinci kitabının da 29 Kasım tarihinde çıkışını yapıyor oluşuyla, böyle bir müjdeyi yanında çam sakızı çoban armağanı gibi vermiş olması oldukça sevindirici zannımca! Anne Rice hayranları böylece çifte sevinç yaşayacak gibi, ne dersiniz?
Daha önceden 1994 yapımı Interview With the Vampire ve 2002 yapımı Queen of the Damned gibi uyarlama filmlerle beyaz perdeye gelen vampir Lestat ve onun öykülerinin şimdi de bir televizyon dizisi olarak karşımıza gelecek olması, sizce nasıl bir gelişme? Heyecanlandırıcı bir mesele mi, yoksa şu yıllarda her şeyin dizilere uyarlanıyor olması biraz can mı sıkmaya başladı? Peki kendinizce bir kadro oluşturmak isteseniz, en başta televizyon dizisi Lestat’i için kimi düşünürdünüz? Yorumlarda belirtmeyi unutmayın!
0 Comments