Sedef hastaları: Paranızdan olmayın, evdeki malzemeleri kullanın


159
218 shares, 159 points

Sedef hastalığına çare olacağı söylenen ve yüksek fiyatlara satılan karışımlardan uzak durmak gerekir. Uzak doğuda yüzyıllardır kullanılan yöntemleri evdeki malzemelerle kendiniz de hazırlayabilirsiniz.

Deri üzerinde pembe ve kırmızı lekelerin oluşması ile ortaya çıkan, vücudun her noktasında görülebilen bir hastalık olan sedefin henüz kesin tedavisi yok.

Sebebi kesin olarak bilinemediğinden, gerçekçi tedavi yöntemleri geliştirilememiştir. Bu hastalıkla ilgili bilinen tek şey, duygulanım bozukluklarında, ani duygusal değişimlerde, şiddetli stres ve ruhsal travma ile karşılaşıldığında yayılmayı tetiklediğidir.

Dünyada tahminen sayıları 150 milyon kişiyi bulan bu hastalıkla ilgili dünyanın bir çok yerinde, ciddi anlamda çalışmalar, dudak uçuklatan bütçelerle araştırmalar yapılıyor.

Bunun yanında tamamen doğal bitkisel yöntemlerle terkipler hazırlanıyor ve başarı ile uygulanıyor. Başlangıç ve ileri aşamalarında hastalığı durdurma, sorunlu alanı küçültme ve görüntü olarak daha kabul edilebilir yapabilecek kürler umut olmaya devam ediyor.

Bu alandaki çalışmalara en ciddi zararı, insanların tedavi olma ihtiyaçlarını sömüren, hazırladıkları ve içeriğinde ne olduğu belli olmayan karışımları yüksek fiyatlara satan, bunun için sosyal medyayı, interneti ve yöresel tv kanallarını kullanan paragözlerden uzak durmak gerektiğini hatırlatarak, özellikle uzak doğuda yüz yıllardır kullanılan bazı terkipleri sizlerle paylaşmak istedik. İşte bizim tavsiyelerimiz:

  • 1 su bardağı elma sirkesi, 200 gr. Taze tuzsuz köy tereyağı, 1 adet taze köy yumurtasını bir kabın içinde tahta kaşıkla ezerek macun kıvamına getirin. Sığabileceği bir cam kavanozun içine aktarıp ağzını kapatın, ışık almaması için beze sarıp buz dolabına koyun. 5-7 gün beklettikten sonra akşamları bir parça alarak parmaklarınızla sorunlu bölgelere yedirin. Temiz bir kuru bezle üzerini sarın, sabah kalktığınızda sabunla yıkayın.
  • Taze toplanmış (ikindi ile akşam arasında) bir avuç kadar ısırgan yaprağını ve kısa saplarını tahta bir havanda döverek iyice ezin. Lapa haline gelen ezmeyi temiz bir tülbentin içine koyarak yuvarlatın ve bükerek sıkın. Az miktarda çıkan sıvıyı parmaklarınızla banarak sorunlu alanlara sürün.
  • Balıkçıdan bir avuç kadar herhangi bir yenilebilir deniz balığının derisinden çıkartılan pullardan alın. Yıkamadan bir gazete arasına dökerek uygun bir yerde 1 hafta kadar bekletip kurutun. Bu süre tam kuruyana kadar uzayabilir. Kuruyan pulları havanda un haline gelene kadar dövün. Sonra üzerine krem kıvamına gelecek kadar balık yağı dökerek yine tahta bir kaşıkla karıştırın. Bir gün dolapta bekletin. Sorunlu bölgelere yedirerek sürün. 3-5 saat sonra önce sirke ile silin, ardından sabunla yıkayın.
  • 2 adet köy tavuğu yumurtasını bir kaba kırın. İçine 125 gr. Tuzsuz köy tereyağı katın ve tahta bir kaşıkla iyice birbirine yedirin. Diğer tarafta bir miktar kırlangıç otunu tahta havanda döverek ufaltın, yumurtalı karışıma dökün. 1 yemek kaşığı çiçek balı, 1 çay kaşığı toz kireç ilave edin ve kıvam tutana kadar karıştırın. Bir kavanoza aktarın bir gün ışık görmeden bekletin. Ertesi gün sorunlu bölgelere sürün. İki saat sonra sabunla yıkayın.
  • 100 gram ısırgan otu, 40 gram sarı kantaron, 50 gram ada çayı, 50 gram kedi otunu 5 litre suda 10 dakika kaynatın sonra soğumaya bırakın. Parmağınızla kontrol ettiğinizde tahammül edeceğiniz sıcaklığa geldiğinde banyoda küvete oturun. Temiz bir bezi bu suyun içine batırın ve gözünüze temas ettirmeden başınızdan başlayarak nerede sorununuz varsa hafifçe bastırarak ovalayın. 1 saat sonra durulanın.

(Tüm uygulamalar azami 1 hafta denenmeli, netice alınmaz ise terkedilmeli, iyileşme gözlenirse birer hafta aralarla devam edilmelidir)


Paylaşmak ister misiniz?

159
218 shares, 159 points

0 Comments

Yorum Yazın