Allah Düşmanımın Başına Bile Vermesin Dedirten Bir Hastalık: Öküz Sendromu


Dünya’nın her yerinde tuhaf hastalıklara, psikolojik rahatsızlıklara yakalanan bir sürü insan var. Bu hastalıkların arasında bir tanesi var ki düşmanımızın bile başına gelmesin diyeceğimiz cinsten. Adı “Öküz Sendromu”. Şimdi böyle söyleyince kadınlarımız listeyi sevgilisine mentionlamayı düşünebilirler, fakat içeriği okuduktan sonra ciddi bir hastalık olduğunu görecekler.

1. Boanthropy, diğer ismiyle öküz sendromunda, insan kendini büyükbaş hayvan olarak görmeye başlıyor…


Ve bu hastalık ekseriyetle bir rüya gördükten sonra karşımıza çıkabiliyor. Sonrasında gün içinde ise bizi ele geçiren dürtülere dönüşüyor. Eğer ruhsal olarak zayıf bir döneminizdeyseniz hipnoz ile birlikte çok kolay tesirini gösterebilen bu hastalık sizin büyükbaş olarak hayatınızı devam ettirmenize sebep oluyor. Çünkü kendinizi bir öküz sanıyorsunuz.

2. Bu hastalığın vejetaryan olan insanlarda görülme oranı daha yüksek…


Uzmanların araştırmalarına göre et yiyen insanlara oranla vejeteryan olanlar ya da buna eğilimi olan insanlarda daha sık rastlandığı gözlenmiş olan bu hastalıkta tek besin kaynağınız çayır, çimen ve envai çeşit ot…

3. Genellikle bu hastalığa yakalanan insanların en büyük sorunu sosyal hayatlarına devam edememek…


Düşünsenize bir gün uyanıyorsunuz ve gece gördüğünüz bir rüyadan ötürü tüm psikolojiniz alt üst olmuş ve kendinizi bir sığır sanıyorsunuz. Bahçeye çıkıp otlamaya başlıyor(gerçi Türkiye’de yeşillik bırakmadıkları için pek şanslı sayılmazsınız ama) ve insanların bakışlarına aldırış etmeden tatlı tatlı otunuzu yiyorsunuz. Ama birden öğleden sonra çok önemli bir toplantınız olduğunu hatırlıyorsunuz. Toplantıda -mööö’leyerek bir şeyler anlatıyorsunuz ve herkes sizin deli olduğunuzu düşünüyor.

4. Psikolojik destek alarak bir nebze hafifletilebilse de hala belirli bir tedavi tekniği yok…


Bu durumu daha da zorlaştırıyor. Bu hastalığa yakalanan insanların yavaş yavaş çevresindeki herkesi kaybettiği ve yalnızlaştığı gözlemlenmiş. Eee düşününce mantıklı da. Sonuçta kimse otlayan bir sevgili ya da trip atmak yerine mööö’leyen bir kız arkadaşa tahammül edemez. Eden varsa da evlenin. Evlisiniz diyelim nikah falan tazeleyin. Gerçek sevgidir o çünkü…

5. Ayrıca öküz gibi “-Möö’lemek” de cabası…

Bu hastalığa yakalanan insanlar kendilerini büyükbaş hayvan olarak hissettikleri için öküz gibi sesler çıkarmayı alışkanlık haline getirebiliyorlar…

6. Anksiyete belirtisi ya da tedavisi bu hastalığı tetikleyebilir…


Anksiyete veyahut ruhsal kaygı bozukluğu varsa siz de potansiyel bir boanthropy’siniz. Bu hastalığın, antidepresan kullanan insanların -“Ağbi bir rüya görüyorum, resmen hd kalite. Var ya film falan izlememe gerek yok. Uyuyayim yeter bana.” dediklerini duymuşsunuzdur. Ya da buna benzer cümleler kurduklarını. İşte şifremiz bu cümlelerde yatıyor, çünkü bu hastalığı tetikleyen şey rüyalarda gördüğünüz şeylerle paralel gelişiyor.

7. Bu hastalığa yakalanan insanlar yakınlarında bir büyükbaş sürüsü varsa o sürüye katılmak isteyebilirler…


Bunun herhangi bir sebebi yok. Yani sürü psikolojisi olsa gerek.

8. Hristiyanların bir kısmı Babil Kralı II. Nebuchadnezzar’ın da bu hastalığa yakalandığına inanıyor…


Tabii herkesin inancı kendine. Lakin hem bu hastalığa yakalanıp hem de kral olmak epey zor olsa gerek. Bir kralın başına gelebilecek en büyük şanssızlıklardan biri gibi duruyor. Düşünsene Kralsın ama kendini öküz sanıyorsun…

9. M.Ö. 605’den M.Ö. 562’ye kadar hüküm süren Babil İmparatorluğunun kralı II.Nebuchadnezzar’ın vahşi doğada 7 yıl boyunca bir hayvan olarak yaşamaya çalıştığı söylentiler arasında…


“Kralımız nerede?”
“Otlanmaya çıktı efendim.” gibi replikler yaşandı mı bilinmez ama 7 yıl sonra nasıl sarayına geri döndüğü kafamızı kurcalayıp duruyor. “Eee doydum, yetti” diyip ayağa kalkıp yürüyerek eve mi döndü? Yoksaa başka türlü bir dönüş mü düşünüp duruyoruz

10. Eğer bir gün siz de Boanthropy’ye yakalanırsanız diye size küçük, hınzır bir gif hazırladık..


İzleyin durun dostlar…

Exit mobile version